ANAYASA MAHKEMESİ, ADİL YARGILANMA HAKKI KAPSAMINDA HAKKANİYETE UYGUN YARGILANMA YAPILMAMIŞTIR
- Fazlı ÖLÇEK
- 30 May 2022
- 6 dakikada okunur

ANAYASA MAHKEMESİ 2020/17037 KARARINDA YARGILAMADA
ADİL YARGILANMA HAKKI KAPSAMINDAKİ HAKKANİYETE UYGUN YARGILANMA HAKKININ İHLALİ SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ VE ÇELİŞMELİ YARGILAMA İLKELERİNE AYKIRILIK YAPILMIŞTIR
Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder ( Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).
Başvurucunun iddialarının özünün adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının özel bir görünüm biçimi olan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine ilişkin olduğu ve bu kapsamda bir inceleme yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.
Kabul Edilebilirlik Yönünden
Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir
TARAFLARA İDDİA VE SAVUNMALARINI MAHKEME ÖNÜNDE DİLE GETİRME FIRSATI TANINMASI
Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddiada bulunma, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir ( Mehmet Fidan , B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).
"Halbuki yargılamaların çoğunda , “vaktimiz yok , evet evet öyledir, bunları geçin “ gibi ifadelerleki bu ifadelerde tutanaklara geçirilmeden sanki yargılamanın her şeye uygun bir şekilde yapıldığı , yargılama yapılmadan yapılıyormuş gibi yapmaları durumunda özellikle sanıklar, savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı bulamamaktadır."

ÇELİŞMELİ YARGILAMA VE SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKELERİNE UYGUN YÜRÜTÜLMEYEN BİR YARGILAMANIN HAKKANİYETE UYGUN OLMASI OLANAKLI DEĞİLDİR
Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine " ... ile adil yargılanma " ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36.maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla anılan ilkelerin adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Anılan ilkelere uygun yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete uygun olması olanaklı değildir ( Murat Polat ve Sebahattin Ünlü , B. No: 2014/13254, 7/11/2019, § 42; Ruhşen Mahmutoğlu, B.No:2015/22, 15/1/2020, § 56).
"Halbuki yargılamalarda ,sadece sanığın aleyhine olanlar göz önünde bulundurulmuş özellikle lehe olacak deliller ve olgular göz ardı edilmiştir. Savcının iddiaları ve aleyhe delil olacak olgular hiç araştırılmadan doğruymuş gibi kabul edilerek mahkumiyetlere esas alınmıştır."
CEZA DAVALARINDA MAHKEMENİN KARARINI ETKİLEMEK AMACIYLA DOSYAYA SUNULAN GÖRÜŞ VE DELİLLERDEN SANIĞIN HABERDAR OLMASINA, BUNLARA KARŞI ETKİLİ BİR ŞEKİLDE KARŞI ÇIKMASINA FIRSAT VERİLMESİ GEREKİR
Ceza davasında ulaşılması amaçlanan temel amaç, maddi gerçeğin adil yargılanma hakkına uygun olarak ortaya çıkarılmasıdır. Çelişmeli yargılama ilkesi, bu amacın gerçekleştirilmesinin en önemli unsurlarındandır. Anılan ilke taraflara dava dosyası hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla ceza davalarında mahkemenin kararını etkilemek amacıyla dosyaya sunulan görüş ve delillerden sanığın haberdar olmasına, bunlara karşı etkili bir şekilde karşı çıkmasına fırsat verilmesi gerekir ( Tahir Gökatalay , B. No: 2013/1780, 20/3/2014, § 25; Ce zair Akgü l, B. No: 2014/10634, 26/10/2016, §§ 27-31).
"Halbuki yargılamaların özelikle il başlarda ve ilerleyen yargılama sürecinde, gizlilik kararı ile sanık ve Avukatına dahi dosya içeriği gösterilmemiş sanığın ne gibi iddialarla suçlandığı sanığa anlatılmadan savunma yapması istenmiştir. Yargılamaların birçok aşamasında sanığa iddialar ve iddialara konu olan deliller hiçbir şekilde izah edilmemiştir, sadece çoğu zaman ” anlat “denilmiştir."

ÇELİŞMELİ YARGILAMA İLKESİ, SANIĞIN ALEYHİNDEKİ DELİLLERİN ÇELİŞMELİ BİR USUL İLE MAHKEMEYE SUNULMASINI VE İZAH EDİLİP TARTIŞILMASI GEREKTİRİR
Çelişmeli yargılamanın bir amacı da dosyaya bir görüşün/talebin girmesini sağlamakla sınırlı olmayıp onun mahkemece dikkate alınarak bir sonuca ulaşmasını sağlamaktır. Çelişmeli yargılama ilkesi, sanığın aleyhindeki delillerin çelişmeli bir usul ile mahkemeye sunulmasını da gerektirir. Böylelikle sanıklar delilin davayla ilgisini ve ağırlığını değerlendirerek güvenirliği hususundaki iddia ve itirazlarını dile getirebilecektir ( Cezair Akgül , § 28).
CEZA YARGILAMASINDA SANIĞIN ALEYHİNE BİR HUKUKİ DURUMUN YARATILMAMASI GEREKİR
Taraflar arasında hakkaniyete uygun bir dengenin sağlanmasını amaçlayan silahların eşitliği ilkesi ise davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir ( Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32). Bu usul güvencesi uyuşmazlığın her iki tarafına da savunmasının temel dayanağı olan delilleri sunma imkânı tanınmasını ( Yüksel Hançer, B. No: 2013/2116, 23/1/2014, § 18), iddia makamı tarafından gösterilen ve edinilen maddi bilgilerin açıklanmasını, ceza yargılamasında sanığın aleyhine bir hukuki durumun yaratılmamasını da kapsamaktadır ( Yankı Bağcıoğlu ve diğerleri [GK], B. No: 2014/253, 9/1/2015, §§ 63,64).
SANIĞIN KENDİSİNİN ELDE ETME OLANAĞI BULAMADIĞI DELİLLERİ YARGI MAKAMLARI , SAVUNMAYA BUNLARIN AKSİNİ ORTAYA KOYMA HUSUSUNDA MAKUL İMKÂNLARIN KULLANILMASININ SAĞLAMASI GEREKİR
Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemeye aittir.
Bu konuda değerlendirme yapmak Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Bununla birlikte yargılamanın adil yargılama hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine gerektiği ölçüde riayet edilip edilmediği Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır. Anılan ilkeler kapsamında yapılacak incelemede , delillere ilişkin olarak iddia ve savunma makamı arasında oluşturulan dengesizlik iddialarının da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilmesi gerekir. Özellikle sanığın kendisinin elde etme olanağı bulunmayan deliller bakımından yargı makamlarınca savunmaya bunların aksini ortaya koyma hususunda makul imkânların sunulması gerekir ( Murat Polat ve Sebahattin Ünlü , § 46; Ruhşen Mahmutoğlu, § 60).
BANK ASYA NEZDİNDEKİ MUTAT HESAP HAREKETLERİNİN ÖRGÜTSEL FAALİYET OLARAK KABUL EDİLEMEYECEĞİ
Anayasa Mahkemesi, başvurucunun Bank Asyada hesabın olmasının örgütsel bir faaliyet olarak değerlendirilmesinin ancak bunun terör örgütünden alınan bir talimat uyarınca gerçekleştiğinin ortaya konulması hâlinde mümkün olabileceğini kabul etmektedir ( İ.C. , B. No: 2016/41492, 13/2/2020, § 62).Yargıtay kararlarında da (bkz. § 22) Bank Asya nezdindeki mutat hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Mahkeme ise bu konuda başvurucunun salt Bank Asyada hesabı bulunmasına dayanmış, hesap hareketleriyle ilgili bir tespit ve değerlendirmede bulunmamıştır. Bu sebeple başvurucu hakkında yapılan ByLock tespitinin mahkûmiyet kararına götüren tek olmasa da belirleyici nitelikte delil olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.
HERHANGİ BİR ARAŞTIRMANIN YAPILDIĞINA İLİŞKİN SOMUT BİR VERİYE ULAŞILAMAMIŞTIR.
Gerekçeli kararın incelenmesinden Mahkemece, ByLock sunucu IP'lerine bağlandığı tespit edilen IP adresine ait olup başvurucunun kullandığı belirlenen ADSL numarasına ilişkin CGNAT sorgu kayıtları ve varsa GSM numarasının HTS kayıtları ile ilgili herhangi bir araştırmanın yapıldığına ilişkin somut bir veriye ulaşılamamıştır.
SANIĞIN BYLOCK TESPİT VE DEĞERLENDİRME TUTANAĞI'NDA YER ALAN KİŞİLERİN TESPİTİNİ VE DİNLENİLMESİNİ İSTEMESİNE RAĞMEN BU YÖNDEKİ TALEPLER DE HERHANGİ BİR GEREKÇEYE YER VERİLMEDEN REDDEDİLMİŞTİR.
Başvurucu, duruşmanın 27/9/2017 tarihli sekizinci celsede ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı'nda yer alan kişilerin tespitini ve dinlenilmesini istemesine rağmen bu yöndeki talepler de herhangi bir gerekçeye yer verilmeden reddedilmiştir. Dahası başvurucuya ait olduğu iddia edilen 1 41200 ID 'sini ekleyenlerin soruşturma beyanları ve dava açılmışsa ilgili kovuşturma evrakı da getirtilmemiştir.
BAŞVURUCUNUN MEVCUT DELİLİN AKSİ YÖNDE İLERİ SÜRDÜĞÜ HUSUSLARLA İLGİLİ ARAŞTIRMA YAPILMAMIŞ, DELİL TOPLATMA TALEPLERİ REDDEDİLMİŞTİR.
Somut olayda ByLock kullanıcısı olmanın suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, başvurucunun bu delilin aksi yönde ileri sürdüğü hususlarla ilgili araştırma yapılmamış, delil toplatma talepleri reddedilmiştir. Halbuki başvurucunun toplatılmasını talep ettiği deliller ancak mahkeme yardımıyla elde edilebilecek niteliktedir. Dolayısıyla başvurucuya kendisinin elde etme olanağı bulunmayan delillerin aksini ortaya koyma hususunda makul imkânlar sunulmamıştır. Sonuç olarak başvurucu, usule ilişkin imkânlar noktasında iddia makamına nazaran dezavantajlı bir konuma düşürülmüş; yargılamada silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ihlal edilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
TESPİT EDİLEN İHLALİN VE SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASINA
Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.
TESPİT EDİLEN HAK İHLALİNİN SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASI İÇİN YENİDEN YARGILAMAYAPILMASINDA HUKUKİ YARAR BULUNMAKTADIR
Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince 1. B., B. 2020/17037 T. 13.4.2022 Sayfa 7/8 yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) , B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucunun manevi tazminat talebinin REDDİNE,
D. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2016/41,K.2017/243) GÖNDERİLMESİNE,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 13/4/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. 1. B., B. 2020/17037 T. 13.4.2022 Sayfa
Comments